Ülkemizde o kadar güzel ve de saklı kalmış cennet gibi yerler var ki, bazen ‘neden yurtdışındaki yerleri gezmek için öyle bir yarış halinde gibi davranıyoruz?’ diye soruyorum kendime. Yıllardır geçtiğimiz yolda, belki de bu yaz başından itibaren sosyal medyada bu kadar dillendirilmeseydi gene geçip gideceğimiz bir cennet varmış meğer. Yuvarlak Çay , Köyceğiz ile Ortaca arasında kalan Topgözü Kanyonunun bir parçası; Sandras Dağlarının kar suları.. İki yoldan gidiş var, biz Fethiye tarafından geldiğimiz için ilk Yuvarlak Çay yazan yoldan girdik içeri doğru; yol boyu zaten restoranlar sıralı. Minibüs de gidiyor sanırım; bekleyen insanlar vardı. Aşağıdaki fotoğraf, Köyceğiz tarafındaki daha rahat ve düzgün olan yol:
Bizden bir süre önce giden bir dostum bize kaynağa en yakın restorana gitmemizi önerdiği için biz direk Yuvarlak Çay Topgözü Defne Restoran olarak kendimizi şartladık. Bizim girdiğimiz Beyobası tarafındaki giriş, restoranların daha çok olduğu bölge; yukarılara çıktıkça (yol daha daralıp, kötüleşebiliyor) daha güzel manzaralı restoranlara ulaşıyorsunuz. Hatta önce gayet tatmin edici olduğunu düşündüğümüz bir yerde durduk ama baktık, daha yol gidiyor ve kaynağa en yakın nokta orası değil, devam ettik. Küçücük bir köyden ve daracık toprak yollardan geçtik, öyle ki, ‘acaba hata mı yapıyoruz? Karşıdan araba gelirse ne yaparız?’ diye düşünmeden edemedim. Ama restoran tabelaları devam ediyordu, biz de devam ettik. Sonunda Defne Restorana ulaştık ve o muhteşem salıncak karşımızdaydı! Topgözü Defne Restorandan önce yol boyu gördüğümüz ve durduğumuz bir başka restoran:
Muhteşem bir doğa, buzzz gibi bir su, şırıl şırıl akan suların arasında sizlere özel bölümler… Tek yapmanız gereken ıslak üstünüzle ya da ayakkabınızla minderlere oturmamak! Dileyenler için köprünün üzerine 3-4 masa da koymuşlar; ıslak ıslak oturup çay kahve içebilmeniz için.
Baktık ortam çok güzel, yanımızdaki çardakta muhteşem bir kahvaltı duruyor, çok aç olmamamıza rağmen biz de ortaya bir serpme kahvaltı ve sucuk söyledik ve sanki kıtlıktan çıkmış gibi yedik; nasıl güzeldi her şeyin tadı, ya da bize mi öyle geldi acaba?? Kesinlikle Yuvarlak Çay’a aç karnına gelmek lazım; kahvaltı ya da saç kavurma yemeli, gözleme yemeli ama mutlaka yemeli…
Kahvaltıdan sonra sıra meşhur suya girmeye gelmişti! Ne yani, o kadar yol geldik, o salıncaktan o buz gibi suya atlamayalım mı?? Bir büyük, bir küçük salıncak var; önce küçük salıncağa bindik, sonra cesaretlenip büyük olana bindik. Salıncaktan buz gibi suya atlamak başta korkutsa da son derece zevkli idi. Ama suya girdiğiniz anda tüm vücudunuza iğneler batmış gibi oluyor ki biz soğuk su severiz; bu sıcaklık -ya da soğukluk- inanılmazdı, sanırım 5-6 dereceymiş su sıcaklığı. İnsan bir kere tadını alınca sudan çıkmak istemiyor, sürekli girmek istiyor.
Aşağıdaki fotoğraflar küçük salıncakta cesaret toplama aşaması:)
Biz oradayken bir çift vardı, 3 gündür o civardalarmış ve her gün geliyorlarmış hatta bize 400-500 mt ileride tam kaynağa yürümemizi önerdiler ama yolumuz uzun olduğu için yapamadık; aklımızda kaldı.
Ülkemizdeki gizli kalmış bu cenneti görmek için mutlaka vakit ayırın, 1 saat bile ayırmak yeterli olabilir aceleniz varsa. Şimdiye kadar görmemiş olmamızı kendi açımızdan bir kayıp olarak görüyorum. Bizim gittiğimiz Topgözü Defne Restoranın bilgilerine internet sitesinden ulaşabilirsiniz. Defne Restoran için Beyobası değil, Köyceğiz tarafından giriş yaparsanız yol daha geniş ve rahat.
Biraz daha Yuvarlak Çay fotoğrafı??