Biliyorum ki biz iflah olmayız; nerde ‘muhteşem kebap/yemek/kahve’ duysak illa ki gideceğiz:) Yurtiçi-dışı fark etmez; tabi bu durum özellikle gezilerde bütçemizi bayağı bir etkiliyor:) Neyse, ‘can boğazdan gelir’ demiş atalarımız; biz de sağlığımızı tehlikeye atmadan (yemek için yaşamıyoruz yani) hayatın bu güzelliklerini tadıyoruz.
Bu hafta sonu sömestre tatilini fırsat bilip İstanbul Akvaryumuna senelik (evet, evet senede bir gidiyoruz gibi bir şey) ziyaretimizden dönüşümüzde ‘Fatih’te de efsane bir yer varmış, hadi gidelim’ deyip kendimizi ‘Öz Kilis Kebap Salonu‘nda bulduk. Yeri aslında çok kolaymış; Fatih’te (bu arada ilk defa gittim sanırım) ana caddenin bir arka paralelinde. Mekan gayet eski ve küçük gözüküyor, hatta dışardan bakıldığında ikinci katı yok gibi duruyor ama var; gerçi biz çıkmadık, girişte yer bulduk oturduk ve kendimizi resimdeki şu amcanın ellerine bıraktık:
Önden -az- Şiveydiz Çorbası aldık; ne olduğunu asla bilmiyorduk ama istedik zaten amca da (tamam tamam abi de diyebiliriz; biz de genç değiliz o kadar) ‘bu çorba ancak Nisan’a kadar var sonra bulamazsınız’ dedi; iyi ki içmişiz, ne güzel bir çorbaymış.. Hatta bence daha bile sıcak olabilirmiş.. Sonradan öğrendik ki Şiveydiz çorbası, taze soğan-taze sarımsak-süzme yoğurt-nohut ve etle yapılırmış. Nisan’a kadar güzel yapan bir yerde bulup için bizce bu çorbayı…
Çorbadan sonra Can ve ben birer içli köfte yedik; gayet lezzetliydi, kocaman-şişko değil, incecik kabuklu ve bol malzemeliydi.
‘Ortaya bir soğanlı, bir sarımsaklı lahmacun getireyim’ dedi amca ve biz sadece ‘olurrrrrr’ diyebildik… Ben kesinlikle sarımsaklı lahmacunu daha çok sevdim, rengi bile daha muhteşemdi.. Resme bakar mısınız???
Sonra dedi ki amca ‘Ben ortaya bir fıstıklı bir de şiş getireyim’ ve biz gene sadece ‘olur’ dedik:) Ortaya bir tabak geldi ki ben zaten o etlerin altındaki pilava gömüldüm… Fıstıklı kebap çooook iyiydi.. Hoş, şişlerin çoğunu Can yediği için benim yiyebildiğim 1-2 parça şiş de çok başarılıydı..
Üstüne tabi ki de Künefe ısmarladık ama sanki daha güzel künefeler yemiş olabiliriz; bu konuda çok fazla ahkam kesemeyeceğim.
Ben her gelenin resmini çekerken amca gelip, ‘televizyonda mı görüp geldiniz bizi?’ dedi, meğer daha o sabah gene bir kanaldan gelip çekim yapmışlar. Amcanın da resmini çekmek isteyince ‘Asıl ünlü olan o’ deyip Ustayı çağırdı; Usta ile sohbet ettik biraz, bize gençlik hatta çocukluk fotoğraflarını gösterdi; sekiz (evet evet 8) yaşında ocak başına geçmiş ve o zamandan beri (şimdi 55 yaşındaymış) bu işi yapıyormuş gt5shms. Televizyonlardan gelip çekim yapıyorlarmış; 2-3 ulusal kanal ismi saydı ve çok da popüler olmak istemiyorlarmış, çok insan geliyor diye (böyle de mütevaziler) .
Sizleri bir kaç resimle daha baş başa bırakmadan önce, 3 kişi, 3 ayran, 1 şalgam suyu, 2 porsiyon kebap, 2 lahmacun, 2 az çorba, 2 içli köfte, 1 gavurdağı salata (ilk defa üstünde fıstıklı olanını yedim), 1 künefe için bahşiş dahil 100 TL verdiğimizi söyleyeyim. DİKKAT: KREDİ KARTI GEÇMİYOR, NAKİT ÖDEME YAPACAĞINIZI HESAPLAYARAK GİDİN diye bir uyarı yapmak zorundayım.
Gene gidilir mi? Tabi ki gidilir, hatta bu sefer Kilis Tava yemek için gidilir ve de ben sadece sarımsaklı lahmacun ile bile doyabilirim; o derece …
Bu arada biz Öz Kilis Kebap Salonunu yeni bulmuş olabiliriz ama büyük saygı duyduğumuz ve severek takip ettiğimiz Vedat Milor’un burası ile ilgili muhteşem yazısını da şu linkten okuyabilirsiniz.
ÖZ KİLİS KEBAP SALONU
Hırka-i Şerif Cad. Bedrettin Simavi Sok. No: 5/A Hocaüveyz Mh. Yavuz Selim Fatih/İst Tel: (0212) 523 4457