Korona Günlerinde Tatil…

0 Paylaşımlar

Hayatımızda ‘asla tahmin edilemeyen’ bir şey oldu ve bir virüs, tüm dünyayı kapattı, resmen ‘shut down’ olduk! İnsanlar gittikleri yerlerde kaldı, kimi aylarca… Çok sayıda insan yoğun bakımlarda çok zorlu süreçlerden geçti, çok sayıda insan bu ‘savaşı’ kaybetti ve hepimiz evlerimize kapandık, tüm işler bir süre durdu, tüm dünyada sağlık çalışanları hepimizin kahramanları oldu bir kere daha…

Pandemi ilan edildi ve okullar kapandı, sokağa çıkma yasakları ilan edildi, kimileri aylarca evlerinden çıkmadı, kimileri de biz gibi sadece gerekli şeyler için çıktı ve hayatımıza ‘Yeni Normal’ diye bir kavram yerleşti, kimimiz bunu çok daha ciddiye aldık ve uyguladık, kimimiz eski ‘vur patlasın çal oynasın’ hayatlarına devam ettik…

Peki, Pandemi sürerken tatil yapmak güvenli mi? Biz nasıl gittik, neler yaptık? Her şeyden önce, hepimiz kendi hayatlarımızdan sorumluyuz ama bunun yanında, başkalarının da hayatını tehlikeye atmamalıyız. Biz, Mart’dan bu yana (Temmuz sonu olmuş) annelerimize, sevdiklerimize sarılıp öpemiyoruz, onları korumak adına, bu durumda neden başkalarını da tehlikeye atalım? Tatil yaptık ama minimum kontakla ve sosyal mesafe kurallarına uyarak.

Her şeyden önce, böyle bir dönemde en önemli şey bence, gerçekten güvendiğiniz bir yerde konaklamak (kendi eviniz yoksa) ve kalabalık ortamlardan kaçınmak. Biz, sosyal izolasyonu daha iyi koruyabilmek adına Datça’ya gittik ilk ve çok doğru bir karar olduğunu düşünüyorum; çünkü Datça Yarımadası çok büyük bir yer ve popüler plajları/koylarının yanısıra, sadece kendinizle başbaşa kalabileceğiniz, ıssız koylara da evsahipliği yapıyor. Tabi bir de gittiğiniz dönemin de önemi var, biz Haziran sonu gittik ve hatta bazı dostlar, ‘Ağustos’da gitmek daha iyi olmaz mı, yasakların kalkmasının etkileri bir görülsün’ dediler ama kendi fikrime göre, en uygun zamanda gitmişiz, çünkü ancak bizim gibi cesaret eden insanlar vardı ve belki de son senelerin en mükemmel tatilini geçirdik.

Alınan tedbirler çok uygulanıyor mu denilirse, gittiğimiz dönem çok daha sakin olduğu için uygulanması daha kolaydı ama yoğun dönemde hele ki bayram döneminde bunların çoğunun fazlasıyla esneyeceğini düşünüyorum.

En fazla zorlayan, sanırım plajda dahi maske takma zorunluluğu, hele ki Muğla gibi maske takma zorunluluğu olan yerlerde çok sıkı denetimler oluyordu; Datça’da plajlarda otururken maske sürekli elimizdeydi (kalabalık olmayan, sakin yerlerde açık havada maske takmak gerektiğini düşünmüyorum).

Konaklama için mutlaka güvendiğiniz yerleri seçmek gerektiğini düşünüyorum, büyük çoğunluk gibi biz de Datça’da Aparttan yana kullandık seçimimizi ve çok da memnun kaldık. Gönül rahatlığı ile Mercan Apart‘ı tavsiye edebilirim, biz kendi bahçelerindeki apart dairede kaldık, dallardan meyve toplayıp yedik, hamakda keyif yaptık, mangal yaktık, mis gibi bir tatil geçirdik ve çok sevdik. Daha lüks döşenmiş villaları da var dilerseniz. İletişim için internet sitesi burada

Datça’dan da Kaş’a geçtik ve Kaş’ta zaten senelerdir mekanımız değişmediğinden ve güvendiğimizden Kaş Maki Otel de kaldık gene ve her zamanki gibi muhteşemdi… Kaş, ilk geldiğimiz günlerde son derece sakindi hatta bir bölüm otel açılmamıştı, insanlar burada da genelde ev tercih ettiği için oteller normale göre boştu ama dönmemize yakın, böyle bir dönemde olması gerekenden daha da kalabalıklaşmaya başladı ve bizden sonraki görüntülere baktığımda ‘pandemi öncesi’ yazlara benzer görüntüler gördüm.

Aylarca evde, kendi ekmeğimiz dahil yaptıktan sonra tatilde yemek olayı çok daha kolay geldi, alışkanlıktan özellikle Datça’da, öğlenleri evde hazırladığımız basit sandviçleri plajda yedik, akşamları da sadece 2-3 akşam daha önceden bildiğimiz yerlerde yedik ki Datça’da en sevdiğimiz mekanlar…Datça’ya giderseniz merkezdeki Cafe Inn, Zekeriya Sofrası, Korsan Restaurant Erkan’ın Yeri ve güzel ve uygun fiyatlı deniz mahsülleri yemek isterseniz de Kumluk’takilerin neredeyse yarı fiyatına kalkabileceğiniz ve Datçalıların tercih ettiği Sandal Balıkçısı Ekrem Usta’nın Yeri mutlaka listenize alın derim.

Kaş’ta otelde kaldığımız için üç öğün de dışarıda güvenle yedik, çünkü hepsi senelerdir tanıdığımız mekanlardı ve hem sosyal mesafe hem de diğer tedbirleri uyguluyorlardı. Kaş’a giderseniz Spaghettici ‘de Mürekkep Balıklı Pizza, Zaika‘da Şaşlık, Enişte’nin Yeri‘nde Şiş Köfte ve Tahinli Piyaz yemeden dönmeyin.

Plajlarda özellikle dikkat ettik, özellikle Datça’da hep kendi plaj sandalyelerimizde oturduk ama Kaş’ta çok mümkün olmadı, hemen her taraf özelleştirilmiş plaj olduğu için ilk defa olarak Kaş’ta şezlonglarda oturup, öğlen ve akşam yemeklerimizi dışarıda yedik ama orada da hepsi tanıdığımız ve güvendiğimiz mekanlar olduğu için rahat ettik, bir de dediğim gibi biz Kaş’a gittiğimizde görece olarak çok boştu, bu büyük bir avantaj oldu bizim için.

Kaş plajları Datça’ya göre daha kalabalıktı, özel bir temizlik yapılıyor mu bilemiyoruz hepsinde ama Küçük Çakıl’da Çınarlar Plajı boşalan şezlongları temizliyordu başkası oturmadan. Aynı şekilde Limanağzı Bilal’in yerinde de temizliyorlardı. İnceboğaz Belediye Plajı’nda sadece şemsiye aldık ama orada zaten eleman sıkıntısı vardı, sildiklerini sanmıyorum.

Koronayla yaşamaya alışacağız, artık eskisi gibi olmasa da hayatımıza bir şekilde devam etmeliyiz… Biz, sağlıkla iki haftalık çok güzel bir tatil yapıp döndük İstanbul’a ve İstanbul bana tehlikeli geliyor, gene sosyal izolasyona devam ederek, gerekmedikçe evden çıkmayarak devam ediyoruz.

Tatil yapmakda sorun olmayabilir, önemli olan şunlara dikkat edersek:

Sosyal Mesafe

Temizlik

Maske (evet çok zor sıcakta ama kalabalık ortamlarda özellikle gerekli)

Hepinize sağlıklı tatiller….

Yorumlar

0 Paylaşımlar