Bir ada düşünün ki her sabah kalktığınızda balkondan ilk gördüğünüz şey olsun, akşamları gözünüzü kapamadan önce ışıklarını izlediğiniz son şey olsun… İşte Meis Adası da 20 seneyi aşkındır Kaş’ta en az 8-10 gününü geçiren biri olarak bizim için öyleydi. Hatta havanın çok açık olduğu zamanlarda adadaki binaları net olarak görebilmek bile mümkün. Niyeyse bu kadar gözümüzün önünde olan adaya bu seneye kadar gitmedik, kimi zaman vizemiz yoktu, kimi zaman vize var ama pasaportlar İstanbul’daydı vs vs.. Bu yaz artık kafaya koyduğumuz için önceden Kaş’ın yerlisi arkadaşlarımla konuşup uygun bir plan hazırladım.
İşte Kaş’tayken her sabah gözümü açtığım manzara; karşımda Meis Adası…
Meis Adası’nın en büyük özelliklerinden biri -fotoğraflarda da görüleceği gibi- Türk topraklarına en yakın Yunan Adası olması. Kaş Belediyesi ve Meis Yetkililerinin ortak çalışması ile her sene Uluslararası Meis-Kaş Yüzme Yarışması düzenlenmektedir. 2017 yılında 13. sü düzenlenen bu yarışma ile ilgili detaylı bilgiyi buradaki linkten öğrenebilirsiniz.
Meis Adası’na nasıl gidilir, vize gerekli mi?
Topraklarımıza bu kadar yakın olan bir ada olmasına rağmen malesef ki Meis Adası’na geçmek için geçerli bir pasaportunuz ve Schengen vizeniz olmalı. Yeşil pasaport sahipleri vizeye ihtiyaç duymuyor. Eğer geçerli Schengen vizeniz yoksa sizi götürecek tur şirketleri ‘kapıda vize’ için size yardımcı oluyorlar. Önemli bir uyarı yapmak istiyorum; son 1-2 senedir Avrupa Birliği ülkeleri vizeler konusunda çok daha katı olabiliyorlar, eskiden X ülkesinden aldığınız Schengen vizesi ile ilk girişinizi Y ülkesine yaptığınızda problem çıkartmayabilirlerdi ama şimdi sizi bile sokmayabiliyorlar. Bizim gittiğimiz gün, bizden önceki tekneden inen iki genç hanımı Meis yetkilileri içeri bu sebeple almıyordu; ‘vizeyi X den almışsınız ilk aktivasyonu o ülkeye yapmalısınız’ diyorlardı, sonuç ne oldu bilmiyorum.
Meis’e gitmek için Kaş’taki acentelerden feribot bileti alabilirsiniz. Her gün 2 firmanın feribotu sabah 10’da hareket ediyor ve 16’da geri dönüyor; haftanın belli günleri (2 gün diye biliyorum) akşam 18 gibi Kaş’tan hareket edip 23.00’da geri dönen bir sefer daha var. Özel tekneniz yok ise son 1-2 seneye kadar tek alternatifiniz bu iki firma idi. Geçen sene Temmuz ayından beri ise giriş-çıkış işlemleri çok daha detaylı olduğu için bu teknelerin kalkış saatlerinde aksamalar olabiliyor (yoğun günlerde 12 de kalktığı bile görülmüş bu yaz), Meis tarafında da sıkı bir denetleme olduğu için 10-16 arasındaki tur bizim için çok yetersiz kalıyordu; evet ada küçük ama biz bir yere gidince sadece meydanı gör, dön yapmaktan hoşlanmıyoruz.
Peki, biz nasıl gittik? Arkadaşlarıma danıştığımda bu sene özel tur yapan bir tekne olduğunu söylediler ve telefon numarasını verdiler; Osman Kaptan’ı aradığımda 12 kişilik turlar yaptığını, sabah 11 de Kaş limandan çıkış yapıldığını, akşam da 21.30 da Meis’ten geri dönüşe başladıklarını, tekne ile Meis sınır girişi yapılıp, işlemler bittikten sonra Meis’te mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan Mavi Mağara’ya gidildiğini, daha sonra sessiz bir koyda (zaten hepsi sessiz) deniz molası verildiğini ve tercih ettiğimiz ana yemeğe (balık/tavuk/köfte) göre mangal yapılıp, 5 çeşit zeytinyağlı ile birlikte yemek yendiğini sonra da başka bir koyda gene yüzme molası verildiğini, saat 17 gibi de tekrar Meis merkeze yanaşıp akşam 21.30 a kadar serbest zaman tanındığını söyledi. Bu program tam bizim istediğimiz gibi olduğu için biz bunu tercih ettik. Liman vergileri, ulaşım, öğle yemeği ve sıcak içecekler dahil bu turun ücreti 2017 yazı için 200 TL idi ki sadece feribot 25 Euro civarı, buna Meis’te her yere gitmek için kullanacağınız deniz taksilerin ücretlerini de ekleyin, öğle yemeği de ve en önemlisi yeterli zamanın tanınmasını, koşturma yapmamayı ekleyin, ücret gayet makul. Osman Kaptan ile kontağa geçmek isterseniz internet sitesi www.kasgulet.com , instagram hesabı @captainosmanmuslu . Biz çok memnun kaldık, hem turdan hem de Kaptan Osman ve eşi Emine’den; saygı-ikram, gerçekten her şey çok iyiydi. Diğer Meis feribotlarında olduğu gibi 1 gün önceden Osman Kaptan’a pasaportları teslim ediyorsunuz, tüm işlemleri o hallediyor, şayet çıkış harcı yatırmamışsanız onu da alıyor ve sonra sizden tahsil ediyor, siz saat 11 e doğru yanınızda götürmek istediğiniz içecekler ile sallana sallana tekneye geliyorsunuz, herkes tamamlandıktan sonra gümrük polisi tekneye geliyor ve tek tek pasaportları teslim ediyor, gerekli kontrolü yapıp size iyi yolculuklar diliyor. Ve işte Meis sizi bekliyorrrrr!!!!
Meis Adası izlenimlerine devam etmeden önce Osman Kaptan’ın teknesindeki öğlen yemeğimize bir bakalım mı?
Meis’e varışta tekne önce ‘Sınır Kapısı‘ sayılan noktaya yanaşıyor ve herkes pasaportları ile girişini yaptırıyor ve pasaportları Kaptana ve onun orada beraber çalıştığı acentanın görevlisine bırakıyoruz ki akşam çıkış işlemlerimizi yapsınlar diye, dönüşte kaptan hepimize geri dağıttı. Daha sonra tekrar tekneye geçiyoruz ve ilk durağımız olan Mavi Mağara‘ya gidiyoruz. Mavi Mağara yolculuğu beni hep ürkütmüştü, çünkü Meis’e geçip de hava izin vermediği için Sahil Güvenlik’in geri döndürdüğü arkadaşlarımız olmuştu. Mavi Mağara, adanın arka tarafına doğru ve gidebileceğiniz tek araç, tekne. Şayet Kaş’tan kalkan feribotlarla geldiyseniz deniz taksiler (zodyak) sizi belirli bir ücret karşılığı götürüp getiriyor ve sular çok yükselmediyse zodyaklar küçük olduğu için mağaranın içine kadar giriyorlar ama çoğunlukla yüzmenize izin verilmiyor, zaman kısıtlı ve motora çıkmak zor olur diye. Bizim teknemiz büyük olduğu için kaptan mağaranın içine girmedi, iyice yanaşıp, bizim yüzerek girmemize imkan sağladı; başta bana ürkütücü geldi çünkü açık denize bakan bir bölüm ve akıntı var biraz, ama bir cesaret girdik hepimiz ve iyi ki GİRMİŞİZZZZZ! Nasıl MUHTEŞEM bir deneyim, anlatamam. Ufacık bir açıklıktan mağaraya giriyorsunuz ve o ufacık girişin de alçak tarafından girmelisiniz çünkü biraz yüksek olan bölümünü zodyaklar kullanıyor sürekli.
İşte o yukarıdaki minnacık açıklık, Mavi Mağara (Blue Grotto) nın girişi! Bizim teknemiz büyük olduğu için ancak bu kadar yanaşabildik ve yüzerek gittik; zodyak taksiler sağ taraftaki biraz daha yüksek açıklıktan girip-çıkıyor.
İçeri girdiğiniz an sizi muhteşem bir renk karşılıyor, mağaranın içi çok geniş ve yüksek. Işığın yansımasından dolayı mağaranın içindeki suyun muhteşem bir rengi var, hayran olmamak elde değil.
İşte Osman Kaptan’ın kamerasından biz ve diğer Mavi Mağara ziyaretçileri:) (resimlerde filtre uygulanmamıştır)
(GÖRSEL OSMAN KAPTANIN SİTESİNDEN ALINMIŞTIR)
Mavi Mağara’da yarım saat kadar yüzme molasından sonraki durağımız, öğlen yemeğini de yiyebileceğimiz ıssız koylardan biri, hemen Meis’in en meşhur plajı, bir Türk kızımız ile Yunanlı eşinin işlettiği Aya Yorgi /St. George Beach in bulunduğu adacığın arka tarafında kalan bir koy (deniz taksiler gene ücret karşılığı sizi bu plaja getirip, istediğiniz saatte geri alıyorlar şayet feribotla giderseniz). Su pırıl pırıl, altımızdaki balıkları sayıyoruz ve bizim teknemiz dışında kimse yok; haaa bir de kıyıdaki keçiler:) Yemek hazırlanırken yüzdüğümüz şu muhteşem suya bakar mısınız?
Bu da meşhur Aya Yorgi/St. George Plajı‘nın uzaktan görünüşü; plaj bu adanın kayalıklarla (minicik adacıklar) çevrili güvenli koyunda yer alıyor; daha detaylı bilgiyi çeşitli sitelerden bulabilirsiniz.
İkinci yüzme molamızı ise adanın diğer ucunda, Çukurbağ Yarımadası’na doğru olan bölümünde kullanıyoruz; Agios Stefanos Bay . Burası da sadece tekne ile gelinebilen bir yer; hatta yan yana 2-3 minicik koy var, hangisini isterseniz deniz taksi sizi ona bırakıyor. Biraz akıntı vardı ama çok eğlenceli idi, karaya yüzüp çıktık ve dalgaların belki de binlerce yıldır döverek şekil verdiği kayalara dokunduk.
Bunlar da bizim demirlediğimiz koyun sağı ve solundakiler ve deniz taksilerden biri:
Akşam üzerine doğru bu koydaki çay-bisküvi molamızdan sonra Osman Kaptan bizi Meis Adası’nın merkezi ve tek yerleşim bölgesi olan limana götürdü ve hatta akşam yemeğimiz için seçtiğimiz restoranı arayıp rezervasyon bile yaptı. Daha ne olsun?
Gitmeden şuraya da bir Meis haritası konduralım:
Meis Merkez izlenimlerim ve akşam yemeğimiz için bir sonraki yazıya kadar şimdilik hoşkalın…